Yankı Haber Zonguldak Ereğli Haber Portalı

Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Hafıza 15 Temmuz Müzesi’ açılışında konuştu

Hafıza 15 Temmuz Müzesi, FETÖ mensuplarınca  gerçekleştirilen hain darbe girişiminin üçüncü yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı etkinlikle açıldı. Erdoğan açılış töreninde konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Hafıza 15 Temmuz Müzesi’ açılışında konuştu
29 Ağustos 2020 - 22:08

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  “Milletimize şanlı tarihini hatırlatacak pek çok eser, belge ve olay, maalesef  bilinçli bir şekilde geri plana itildi. Oysa kökleri kuruyan bir ağaç nasıl  ayakta duramazsa, mazisiyle bağları zayıflayan milletler de yaşayamaz.” dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün Anadolu Yakası  girişinde, 15 Temmuz Şehitler Makamı’nın hemen altında bin 500 metrekarelik alana  inşa edilen “Hafıza 15 Temmuz Müzesi”nin açılış töreninde konuşma yaptı.

Açılışa katılan vatandaşlar Erdoğan’ın konuşmasının başında “İşte  ordu, işte komutan” sloganları attı.

Bu akşam “Hafıza 15 Temmuz”u açtıklarını ifade eden Erdoğan, “Gerçi  altına bir ‘müze’ de ilave edilmiş ama müellifine sormam lazım, izin almam  lazım.” diyerek, müzenin İstanbul’a ve Türkiye’ye hayırlı olmasını diledi.

Bu mekanın şehre kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik eden  Erdoğan, bu vesileyle bu köprüde şehit olanlar başta olmak üzere tüm şehitlere  Allah’tan rahmet, gazilerin her birine sağlıklı, uzun ömürler diledi.

Tarih yazmak kadar yazılan tarihi yeni nesillere doğru bir şekilde  aktarmanın da önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Bizler, mazisi çağ açıp, çağ  kapatan fetihlerle, zaferlerle, Çanakkale, Kut’ül Amare gibi destansı  mücadelelerle dolu bir milletiz. Tarih yazan bir millet olarak, tarihimizi kayda  geçirme, yaşatma ve gelecek kuşaklara aktarma konusunda maalesef aynı başarıyı  gösteremiyoruz.” diye konuştu.

“GEÇMİŞİMİZE BAKINCA KUVVET, CESARET, İLHAM ALIRIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu topraklardaki bin yıllık varlığın  sembollerinin dahi olması gerektiği şekilde korunamadığını ifade ederek,  sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dünyanın en büyük şehitliği olan Çanakkale daha 10-15 yıl öncesine  kadar bakımsızlığa terk edilmişti. İktidar olduk, ilk işim önce Çanakkale  Şehitliği’ni mamur hale getirmek şehitlerimize yakışır şekilde orayı ele almak  oldu. Orası on yıllarca ihmallerin kurbanı olmuştu. Bu millet, Osmanlı  arşivlerindeki milyonlarca belgeyi, kilosu 3-5 beş kuruştan hurda kağıt diye  satan şuursuz idareciler de gördü. Bunların hangi zihniyet olduğunu biliyorsunuz.  Açıklamama gerek var mı?

Milletimize, şanlı tarihini hatırlatacak pek çok eser, belge ve olay  maalesef bilinçli bir şekilde geri plana itildi. Oysa kökleri kuruyan bir ağaç,  nasıl ayakta duramazsa, mazisi ile bağları zayıflayan milletler de yaşayamaz.  Çünkü tarih, bir milletin sadece mazisi değil, istikbalinin de pusulasıdır. Biz  geçmişimize bakınca sadece ibret almayız aynı zamana kuvvet alırız, cesaret ve  ilham alırız. Bunun için devlet olarak her fırsatta tarihimizle bağlarımızı  güçlendirecek insanımıza tarih bilinci aşılayacak projeleri hayata geçirmeye  çalışıyoruz. Bilhassa da birilerinin unutturmaya çalıştığı zaferlere,  kahramanlıklara hatta dramlara özel önem veriyoruz. Üç sene önce Kut’ül Amare  Zaferi’mizin 100. yıl dönümünü bu anlayışla ilk kez kutladık. Malazgirt  Zaferi’mizi, Çanakkale Destanı’mızı yine bu bilinçle her sene büyük bir coşkuyla  kutluyoruz. Son dönem siyasi tarihimize damga vurmuş 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat  gibi utanç sahnelerini de ibret vesikası olarak yine bu anlayışla yeniden  hatırlıyor, hatırlatıyoruz.”

Erdoğan, 27 Mayıs’tan beri adeta merhum Menderes’in, Polatkan’ın, Fatin Rüştü Zorlu’nun yasını tutan Yassıada’yı demokrasi ve özgürlük adası olarak  geleceğe taşıyacak bir proje başlattıklarını ve projeyi yıl sonuna bitireceklerini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimiz bir daha benzer acılar yaşamasın,  Türk siyasetinin üstüne bir daha darbe gölgesi düşmesin diye Yassıada’yı, 27 Mayıs’ın canlı bir şahidine dönüştürüyoruz. Bu önemli projeyi de nasipse yıl  sonuna kadar tamamlayacağız.” diye konuştu.

Açılışını yaptıkları “Hafıza 15 Temmuz Müzesi”nin de yine bu  hassasiyetlerinin bir ürünü olduğunu dile getiren Erdoğan, 15 Temmuz’un demokrasi  mücadelesinin en önemli kırılma anlarından biri olduğunu söyledi.

Erdoğan, o gece milletin kadını erkeği, genci yaşlısıyla nesiller boyu  hatırlanacak büyük bir zafere imza attığını vurgulayarak, “15 Temmuz, tıpkı  İstiklal Harbimiz gibi Türk milletinin topyekün kıyamıdır, dirilişidir,  şahlanışıdır. Açık ve net söylüyorum, Anadolu toprakları o gece bir kez daha bize  vatan kılınmıştır. Allah’ın inayeti, milletin direnişi, yüz milyonlarca  kardeşimizin duasıyla Türkiye yeniden felaha kavuşmuştur. Milletimiz kanı  pahasına bu devletin de bu ülkenin de yegane sahibinin kendisi olduğunu, hür  iradesine asla zincir vurdurmayacağını, o gece tüm dünyaya ilan etti. Siyasi  tarihimizin en büyük ihanetlerinden biri, milletimizin fedakarlığı, cesareti ve  mücadelesi sayesinde demokrasi zaferine dönüştü. Karanlığın ülkemizin üzerine bir  kabus gibi çöktüğü o gecede minarelerden yükselen selalar, aydınlığın ve zaferin  müjdeleyicisi oldu.” ifadelerini kullandı.

“BU EMANETE SAHİP ÇIKMAK İSE HEPİMİZİN BOYNUNUN BORCUDUR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, o tarihi gece boyunca gözleri yaşartan, göğsü  kabartan birçok kahramanlık hikayesine de şahitlik edildiğini aktararak,  konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Füze rampalarının girişini engellemek için tırın lastiklerini kesen  Polatlılı vatandaşlarımı, yıl boyunca hasadını bekledikleri ürünleri yakarak jetlerin uçuşlarına engel olan Kahramankazan halkını nasıl unutabiliriz? Elinde  bayrağı ile tek başına darbecilere kök söktüren hanım kardeşlerimizi, ‘Gün vatan  müdafaası günüdür’ diyerek, tankların üzerine yürüyen gençlerimi nasıl  unutabiliriz? Alnı secdede sabaha kadar gözyaşı döken, dua eden pirifanilerimizi,  81 vilayetimizin tamamındaki istiklal kahramanlarımızı nasıl unutabiliriz?  Gecenin koyu karanlığını delen selaları, tekbir seslerini nasıl unutabiliriz?  Şehit edileceğini bile bile darbecileri engelleyen şeref timsali askerlerimizi,  polislerimizi nasıl unutabiliriz? Henüz 17 yaşında körpe bir fidanken babasıyla  beraber şehadete yürüyen Abdullah Tayyip Olçok’u nasıl unutabiliriz? O gece  FETÖ’cü alçakların şehit ettiği 251 vatandaşımızın her birinin ayrı bir hikayesi  var. Sadece bu köprü üzerinde şehit düşen 35 kardeşimizin mücadeleleri, o gece  tüm Türkiye sathında yaşanan kahramanlıkların bir özeti gibidir. 15 Temmuz  ihaneti ve milletimizin bu ihanete verdiği cevap, bizim için nesilden nesile  aktarılması gereken kutlu bir emanettir. Bu emanete sahip çıkmak ise hepimizin  boynunun borcudur.”

“BURANIN PANZEHİR GÖREVİ GÖRECEĞİNE İNANIYORUM”

Erdoğan, “Merhum Aliya İzzetbegoviç’in vefatından önce Srebrenitsa  katliamı için söylediği şu acı sözler, 15 Temmuz konusunda bize de örnek  olmalıdır. (Savaşta büyük zulme uğradınız, zalimleri affedip affetmemekte  serbestsiniz, ne yaparsanız yapın ama soykırımı unutmayın çünkü unutulan soykırım  tekrarlanır.)” dedi.

“15 Temmuz’u unutursak daha büyük acıların, kalleşliklerin yaşanmasına  engel olamayız.” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

“Ankara’da başladığımız 15 Temmuz anma programlarını şu anda da  ‘Hafıza 15 Temmuz’ açılışıyla nihayete erdiriyoruz. Bu güzel mekanı bize,  milletimize ve tüm insanlığa diğer darbelerle beraber 15 Temmuz’u hatırlatan  sembol eserlerden biri olarak görüyorum. Buranın ayrıca FETÖ gibi yapıların  gençlerimizi mankurtlaştırma siyasetine karşı panzehir görevi göreceğine  inanıyorum. Benzer bir eseri Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin hemen yanı  başında inşa ediyoruz. Öte yandan, yazarlarımızın, sanatçılarımızın, kalem ve  kelam erbabımızın da 15 Temmuz’u yaşatma konusunda gerekeni yapacağını  düşünüyorum. Sinemadan romana, belgesellerden marşlara kadar 15 Temmuz destanını  gelecek kuşaklara taşıyacak nitelikli eserlere imza atmalıyız. 15 Temmuz’u  unutmamak ve unutturmamak sanatçısıyla sinemacısıyla öğretmeni, öğrencisi,  akademisyeni ile hepimizin ortak görevidir. Bu noktada milletimizin tüm  kesimlerinden özel gayret beklediğimi ifade etmek isterim. Bu düşüncelerle bir  kez daha ‘Hafıza 15 Temmuz’u şehrimize kazandıranlara teşekkür ediyorum, başta  Hilmi Bey’e, tüm ekibine teşekkür ediyorum. Hepinize, mühendisine, işçisine  varıncaya kadar sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.”

Şehitlere Allah’tan rahmet, gazilere de sağlık, sıhhat ve afiyet  dileyen Erdoğan, “Bu dua ve temenniyle Hafıza 15 Temmuz’un İstanbulumuza,  ülkemize ilham kaynağı olmasını, hayırlar getirmesini diliyorum.” dedi.

Erdoğan, konuşmasının ardından besmele çekerek katılımcılarla açılış  kurdelesini kesti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Hafıza 15 Temmuz Müzesi’ne gezdi ve  bilgi aldı.  Açılış törenine, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, İçişleri  Bakanı Süleyman Soylu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kültür ve Turizm Bakanı  Mehmet Nuri Ersoy, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk,  Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatma  Betül Sayan Kaya, AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı  İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya,  İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, AK Parti İl Başkanı Bayram Şenocak ile  bazı sanatçılar ve akademisyenler katıldı.

Erdoğan, müzeden çıkışında vatandaşlarla fotoğraf çektirdi.

HANDE FIRAT’IN TELEFONU MÜZEDE

‘Hafıza 15 Temmuz Müzesi’nin açılış töreninde Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat da yer aldı. 15 Temmuz darbe gecesi Facetime üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bağlantı kuran Hande Fırat o güne dair açıklamalarda bulundu. Fırat, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile iletişime geçtiği telefonun ‘Hafıza 15 Temmuz Müzesi’nde yer aldığını açıkladı.

Hande Fırat açıklamaları şöyle;

Mutlaka gezsinler müzeyi. Özellikle üst katta şehitlerimizin ayakkabıları var. İnanılmaz duygu verici ve etkileyici. O gece vatandaşlarımızın nasıl kenetlendiğini, nasıl bir arada durduğunu net gösteriyor. İnsanları öldüren bombaları da, helikopterlerden atılan mermileri de oradan görüyorsunuz. Cumhurbaşkanı Erdoğan telefonu sakla demişti. 3 yıldır saklıyoruz. O gece bir terör örgütünün kalkışmasıydı bu. Gazeteci olarak görevimizi yaptık. Çığlık atan ağlayan muhabirimiz de oldu. Milletimiz vatanına sahip çıktı. Ben 45 yaşındayım, 80 ve 15 Temmuz darbelerini gördüm. Çocuklarımız bunları yaşamasın. Aldığımız her son dakikanın her şeyi belli. RTÜK kayıtlarından da görebilirler. İşimizi yaptık. Dolayısıyla işimizi yaparken insanların öldürüldüğü bombaların atıldığı görüldü. Benim için çok duygusal bir an.

Telefonu konuştuk. “Nasıl bunu buraya koyacağız. Bir tane daha telefon vardı” dedi. Karşı taraftaki telefonun da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın telefonu olduğunu öğrendim. Onu da diğer telefonun yanına koydu kendileri. Duygusal bir andı. O gece herkes ne yaşadığını biliyor. Biz o gece çok korktuk. O gecenin kahramanları Türk Milletidir.

Herkes kendi ülkesine vatanına geleceğine sahip çıktı. Allah onlardan razı olsun. Şehitlerimize rahmet diliyorum. Kahraman milletimiz.

Hala terör örgütü mensupları üzerinden bağlantı kuruldu. Yok Facetime öğretildi. Bunlar çok büyük yalandır. Allah yukarıda bizler ne yaşadığımızı biliyoruz.

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.